Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pire peygambere and olsun, biz büyük ölmekteyiz.

Yaz gidedursun, eylül sarı kaşlarını çata. Geleduran kışın bütün vehimleri,  domatesler gibi rendelenip, soğuklara saklanıyorlar şimdiden.  Akşamsefaları kadar solgun yaz artık ve kimse onun gibi ekşimiş kokmak istemiyor. Öldüğümüzü anlamadan geçip gitti ağustos. Öldürüldüğümüzü ve öldürdüğümüzü. Bayaderler gibi geçip gitti, hüzünlü nakkareler eşliğinde. Bir yöreden, öbürüne. Kıvrak, tütsülü ve canı burnunda bir güvercindi. Diba örtülerimizi sırtımıza, başımıza geçirmenin zamanı geldi. Yaz geldi geleli, bir biganelik vardı saçlarımda, saçlarımın tozunda. Bana karşı, benim olana. Artık yok, uçuşabiliyorlarsa, gözden içeri. Geçti gitti her şey, geçti gitti. Dün Cuma'ydı, bugün Cuma'lardandı, belki beş metre ötede bir Çarşamba kutsandı. Nev-geçti, ruz-geçti. Yeni bahar, ayın 13'ü kadar uzak şimdi. Bizim, canımız acıyordu oysa hala. Keşke, ama, keşke, daha gitmese miydi ?  Yaz değil miydi bu, bir aksırma, hapşırma işitmişti belki de. Yarıda bırak bütün yeni başlamışla